NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-CİHAD

<< 1345 >>

غزوة الترك والحبشة

38- Türkler ve Habeşlilerle Savaş

 

أنبأ عيسى بن يونس الرملي الفاخوري قال حدثنا ضمرة عن أبي زرعة الشيباني عن أبي سكينة رجل من المحررين عن رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم قال لما أمر النبي صلى الله عليه وسلم بحفر الخندق عرضت لهم صخرة حالت بينهم وبين الحفر فقام النبي صلى الله عليه وسلم وأخذ المعول ووضع رداءه ناحية الخندق وضرب وقال تمت كلمة ربك صدقا وعدلا لا مبدل لكلماته وهو السميع العليم فندر ثلث الحجر وسلمان الفارسي قائم ينظر فبرق مع ضربة رسول الله صلى الله عليه وسلم برقة ثم ضرب الثانية وقال تمت كلمة ربك صدقا وعدلا لا مبدل لكلماته وهو السميع العليم فندر الثلث الآخر فبرق برقة يراها سلمان ثم ضرب الثالثة وقال تمت كلمة ربك صدقا وعدلا لا مبدل لكلماته وهو السميع العليم فندر الثلث الباقي وبرق برقة وخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم وأخذ رداءه وجلس قال سلمان يا رسول الله رأيتك حين ضربت لا تضرب ضربة إلا كانت معها برقة قال له رسول الله صلى الله عليه وسلم يا سلمان رأيت ذلك قال إي والذي بعثك بالحق يا رسول الله قال فإني حين ضربت الأولى رفعت لي مدائن كسرى وما حولها ومدائن كثيرة حتى رأيتها بعيني فقال له من حضره من أصحابه يا رسول الله ادع الله أن يفتحها علينا ويغنمنا ذراريهم ويخرب بأيدينا بلادهم قال فدعا رسول الله صلى الله عليه وسلم بذلك ثم ضربت الضربة الثانية فرفعت إلي مدائن قيصر وما حولها حتى رأيتها بعيني قال يا رسول الله ادع الله يفتحها علينا ويغنمنا ذراريهم فدعا رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم ضربت الثالثة فرفعت لي مدائن الحبشة وما حولها من القرى حتى رأيتها بعيني فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم عند ذلك دعوا الحبشة ما ودعوكم واتركوا الترك ما تركوكم

 

[-: 4370 :-] Hürriyetine kavuşturulanlardan Sukeyne, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashabından bir kişiden anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hendeğin kazılmasını emrettiği zaman, önlerine kazı işine devam etmelerini engelleyen bir kaya çıktı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kalkıp kazmayı alarak cübbesini hendeğin kenarına koydu ve kayaya vurarak:

 

"Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitir ve bilir" (En'am 115) ayetini okudu. Bunun üzerine kayanın üçte biri koptu. Selman el-Farisi ayakta durmuş seyrediyordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in, kayaya vurmasıyla şimşek gibi bir kıvılcım çıktı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sonra ikinci darbeyi vurup:

 

"Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitir ve bilir" (En'am 115) ayetini okuyunca kayanın diğer üçte biri koptu ve Selman, şimşek gibi başka bir kıvılcımın daha çıktığını gördü. Sonra Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) üçüncü darbeyi vurup:

 

"Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitir ve bilir" (En'am 115) ayetini okudu. Bunun üzerine kayanın kalan üçte biri de parçalandı ve yine şimşek gibi bir kıvılcım çıktı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hendekten çıkıp cübbesini alarak oturdu. Selman:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Kayaya vurduğun zaman, her vuruşunda kayadan bir kıvılcımın çıktığını gördüm" deyince, Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Ey Selman! Çıkan kıvılcımı gördün mü?" diye sordu. Selman: "Seni hak din üzere gönderene yemin ederim ki gördüm ey Allah'ın Resulü!" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Birinci darbeyi vurduğum zaman bana Kisra'nın şehirleri ve çevresindeki pek çok yer gösterildi. Öyle ki bunları gözlerimle gördüm" buyurdu. Etrafındaki sahabe:

 

"Ya Resulallah! Orayı fethetmemizi ve zürriyetlerini esir almamızı ve memleketlerini bizim elimizle harab etmemizi nasib etmesi için Allah'a dua et" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara dua etti ve devam etti:

 

"İkinci darbeyi vurduğum zaman Kayser'in şehirleri ve çevresi bana gösterildi, öyle ki bunları gözlerimle gördüm." Sahabe yine: "Ya Resulallah! Orayı fethetmemiz ve zürriyetlerini esir almamızı ve memleketlerini bizim elimizle harab etmemizi nasib etmesi için Allah'a dua et" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara dua etti ve sözlerine şöyle devam etti:

 

"Üçüncü vuruşumda Habeş şehirleri ve çevresindeki kasabalar bana gösterildi, öyle ki bunları gözlerimle gördüm." Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu sözünden sonra da:

 

"Habeşliler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayın. Türkler size bir şey yapmadıkça siz de onlara dokunmayın" buyurdu.

 

Mücteba: 6/43; Tuhfe: 15689

 

Diğer tahric: Ebu Davud (4302).

 

 

أنبأ قتيبة بن سعيد حدثنا يعقوب عن سهيل عن أبيه عن أبي هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا تقوم الساعة حتى يقاتل المسلمون الترك قوم وجوههم كالمجان المطرقة يلبسون الشعر ويمشون في الشعر

 

[-: 4371 :-] Ebu Hureyre'nin naklettiğine göre Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Müslümanlar, yüzleri kat kat deri ile kaplı kalkan gibi olan, kıldan elbise'giyen ve kıldan yapılmış ayakkabılar kullanan Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz" buyurdu,

 

Mücteba: 6/44; Tuhfe: 12766

 

Diğer tahric: Müslim (2912), Ebu Davud (4303),